''From birth, man carries the weight of gravity on his shoulders. He is bolted to earth. But man has only to sink beneath the surface and he is free.'' -''Doğduğumuz andan itibaren yerçekimini omuzlarımızda taşırız ve Dünya'ya çivileniriz. Ancak sadece yeryüzünün altına battığımızda özgür hissederiz.'' Jacques-Yves Cousteau
11 Haziran; Dünya Dalgıçlar Günü olarak kabul edilmiş ve uzun zamandır bu şekilde kutlanmaya devam etmektedir.
Bu tarihi özel kılan, günümüz SCUBA (Self-Contained Underwater Breathing Apparatus: Kendinden Yeterli Sualtı Solunum Aygıtı)'sına öncülük eden Fransız Deniz Subayı Jacques-Yves Cousteau yani Kaptan Cousteau'nun doğduğu tarih olmasıdır.
Aletli dalış denildiği zaman akla ilk gelen isim hep Kaptan Cousteau olmuştur. Gerek askeri kimliği, gerek yazarlığı, gerekse film yönetmenliği hatta mühendislik zekasıyla SCUBA'ya kattığı şeylerin yanı sıra okyanus bilimini tanıtma ve insanların su altı koruma ve bilinçlendirilmesinde önemli rol oynamıştır.
Bu katkılarından dolayı Dünya Dalgıçlar Günü'nün önemini anlatmadan önce kendisinin azim, başarı ve sabırla geçen harika hayat hikayesinden bahsetmezsek olmaz...
11 Haziran 1910 yılında Fransa'da doğmuştur. Daha 4 yaşındayken yüzmeyi öğrenen Cousteau yaşadığı bölgedeki koyları gezerek içindeki deniz tutkusunu keşfetti.
İçindeki mühendislik ve sanatsal bakış açısı ile sürekli yeni şeyler keşfetmeye ve üretmeye odaklanan Cousteau denizden asla kopmadı ve bu özelliği onu ileride "Okyanus Uzmanı" yapacaktı.
Ailesiyle 11 yaşlarında Amerika'ya ziyarete gittiğinde amatör olarak dalış yapma fırsatı buldu ve bu onu çok etkiledi. Film çekmeye oldukça meraklıydı ve 13 yaşında kendine ait kamerasıyla film çekmeye başladı. Mühendis zekası her zaman onun en önemli yeteneklerinden biri oldu ve ilk filmini çektiği bu kamerayı açıp çalışma prensibini öğrendi ve hala bu yıllar içinde ilk pille çalışan arabasını kendi icat etti. Bu merak ve yeteneği ile şuan günümüzde kullandığımız donanımlı dalış ekipmanlarının temelini atacaktı.
1936 yılı Kaptan Cousteau için altın yıl olmuştu. Aslında kendisi hala deniz kuvvetlerinin komutası altındayken, su altı dünyasını keşfetme fırsatı oldu ve şuan ki modern dalış maskelerinin atası olan deniz gözlüklerini denedi.
Kaptan Cousteau ve onun gibi su altına meraklı 2 arkadaşı ile birlikte SCUBA'nın keyfini çıkararak daha derinlere dalıp daha uzun süre vakit geçirmek istiyorlardı. Ellerindeki imkanlarla şnorkel, içinde sıkıştırılmış hava bulunan dalış tüplerine taktıkları solunum cihazı ile ilk denemelerine başladılar. Bu dalışlarında o günkü şartlara uygun kendilerine dalış elbisesi bile diktirdiler.
Sinema yönetmenliği arzusundan hiç vazgeçmedi ve bunu su altı dünyası ile birleştirmeyi hedefliyordu. Amatör çekimler yapmaya başladı ve kamerasını kendi yaptığı su almayan bir kılıf yaparak korudu.
2. Dünya savaşı esnasında bile asla hayallerinden vazgeçmedi ve bu süreçte dalgıçların dalış konforunu iyileştirmeye yönelik bir şeyler yapma ve geliştirme peşindeydi.
Fransız mühendis Emile Gagnan ile tanıştı ve birlikte donanımlı dalış adına çığır açacak bir icada imza attılar. Bu icat günümüze kadar gelen ve bizim su altında nefes almamızı sağlayan hava kaynağı olan dalış regülatörüydü. Basınç altında, tüpte bulunan sıkıştırılmış havayı kontrol edebilen ve otomatik olarak ayarlayan bu buluşlarına, AQUA-LUNG (Latincede Aqua: Su, Lung: Ciğer anlamına gelmektedir) ismi ile patent aldılar. Bu ileride SCUBA (Self-Contained Underwater Breathing Apparatus: Kendinden Yeterli Sualtı Solunum Aygıtı) ismini alacaktı.
SCUBA'nın tüm detaylarını anlatan ve su altından bahseden "Sessizlik Dünyası" kitabını yazdı. Çektiği su altı belgeselleriyle bir çok kesime ulaşarak hem okyanus bilimine katkı sağladı hem de su altı ekosistemini tanıtarak tehlikede olan türlere dikkat çekti. Su altı kirliliğini yok saymadı ve bulunduğu bir çok platformda bunlarla ilgili öncülük yaptı.
Bu yapıtları ile Oscar ve Palmiye ödüllerini aldı ve tam on kez Emmy ödülüne layık görüldü.
Mühendis arkadaşları ile Okyanusun 500 metre altına inebilen bir deniz aracı icat etti ve "Okyanus Uzmanı" olarak bilime pek çok katkıda bulundu. Okyanus hayatını tanıtmak ve korumak için 1974 yılında Cousteau Topluluğunu kurdu.
25 Haziran 1997'de SCUBA'ya, sinemaya, okyanusa, denizlere ve aslında yaşamımızda olan pek çok noktaya kattığı değerleri bizlere bırakarak aramızdan ayrıldı.
Kitapları:
Le monde du silence (Sessizlik Dünyası), Frédéric "Didi" Dumas ile birlikte, Éditions de Paris, 1952.
La planète des baleines (Balinalar gezegeni), Yves Paccalet ile birlikte, Robert Laffont, 1986.
L'Homme, la Pieuvre et l'Orchidée (İnsanoğlu, Ahtapot ve Orkide, Robert Laffont, 1998, ISBN 2-221-08523-X
Filmleri:
Par-Dix-Huit Métres de Fond (Onsekiz Metre Derinlikte), (1943)
Epaves (Batıklar), (1945)
Paysages du Silence (Sessizlik Manzaraları), (1947)
Les Phoques du Rio de Oro (Rio de Oro Fokları)
Dauphins et Cétacés (Yunuslar ve Balinagiller), (1948-1949)
Le Monde du Silence (Sessiz Dünya), (1955)
Dalışa ve tüm su bilimlerine kattığı bu değerler için biz kendisinin doğduğu tarih olan 11 Haziran tarihini "Dünya Dalgıçlar Günü" olarak kutluyoruz.
Eğer bizler bugün, farklı amaçlarla daldığımız su altında, gerekli eğitimleri alarak güvenle dalış yapabiliyorsak bu, tüm hayatını eğlenirken öğrenen ve öğreten aynı zamanda tüm canlıların yaşam alanlarını korumaya çalışan gönlü zengin insanlar sayesindedir. Bizlere düşen, yaptığımız iş ne olursa olsun verilen bu emekleri daha da iyileştirmeye çalışmak ve en azından misafir olduğumuz su altının korunmasına yardımcı olmaktır.
DÜNYA DALGIÇLAR GÜNÜMÜZ KUTLU OLSUN!
Diğer bir deyişle; HAPPY COUSTEAU DAY :)
Comments